Pandemi nedeniyle eğitim alanında da çok zorluklar yaşanıyor. Bu süreçte öğrencilerin eğitimden mahrum kalmaması için toplumun her kesiminin desteğine ihtiyaç var. 18 milyon öğrencinin olduğu Türkiye’de yaklaşık olarak 2 milyon disleksik öğrenci de bulunuyor. Etkili ve eğlenceli online çalışma programı Todi Kurucusu Nörolog Dr. Olcay Karaca’ya göre, bilgisayar destekli uygulamalar hem kullanım kolaylığı sağlıyor hem de çocukların ilgisini çekip çalışma konusunda motivasyonlarını arttırıyor. “Dünyanın birçok ülkesinde, disleksi ve dikkat eksikliği çalışan eğitim kurumları, web tabanlı online eğitim uygulamalarını kullanıyorlar. Bilgisayar destekli bu uygulamalar hem kullanım kolaylığı sağlıyor hem de çocukların ilgisini çekip çalışma konusunda motivasyonlarını arttırıyor. Öğrenme sorunları yaşayan, disleksisi ve dikkat eksikliği olan çocukların eğitim ihtiyaçlarını gidermek için tasarlanmış, etkili ve eğlenceli online çalışma programı Todi, çocuklara bilgiyi eğlenerek öğretiyor. Todi’nin online versiyonunu da kullanıma açtık. Bu uygulama ile çocuklarımız diledikleri saat, Türkiye’nin her yerinden bu programa ulaşabiliyorlar.” diyen Todi Kurucusu Nörolog Dr. Olcay Karaca, özel öğrenme güçlüğü olan çocukların ailelerine önerilerde bulunarak, yapılması gerekenleri anlattı.

Disleksi bir zeka problemi değildir
“Disleksi yani özel öğrenme güçlüğü; zekası normal ve normalin üstü çocukların standart eğitim almalarına rağmen belli alanlarda öğrenmede zorluk yaşamalarıdır. Okuma, yazma ve matematik becerilerini kazanılması ve kullanılmasındaki güçlükleri içeren nörogelişimsel bir bozukluk grubudur. Okuma öğrenmede güçlük yaşanması disleksi, yazma alanında güçlük yaşanması disgrafi ve matematik alanında güçlük yaşanması diskalkülidir. En sık görülen ve en bilinen form disleksidir ve bu nedenle ÖÖG yerine sıklıkla disleksi kullanılır. Disleksi bir zeka problemi değildir. Bu çocuklarımızın hepsi normal veya normalin üstünde zeka düzeyine sahiptirler.

Uzaktan eğitim, öğrenme performansı için çok uygun bir yöntem değil
Eğitim iletişimi gerektiren bir süreçtir. Eğitim veren ile alanın iletişimi gerekir. Yani öğretmen ve öğrenci iletişimi. En güncel öğrenme kuramı olan beyin temelli öğrenme, ‘’yaparak, yaşayarak öğrenmenin’’ kalıcı öğrenmenin en etkili yolu olduğunu ortaya koymuştur. Uzaktan eğitimde öğretmen-öğrenci iletişimi ve yaşayarak öğrenmenin çok minimal düzeyde olduğu açıktır. Bu nedenle uzaktan eğitim, öğrenme performansı için çok uygun bir yöntem değildir. Ancak yaşadığımız olağanüstü pandemi süreci ile uzaktan eğitim bir zorunluluk olmuştur. Yapılması gereken bu yönteme adapte olabilmektir. Bunun için hepimize bazı sorumluluklar düşmektedir. Uzaktan eğitim içeriklerini hazırlaması ve iletişim alt yapısının sağlanması kurumların sorunluluğundadır. Anne babalar çocuklarını bu modele motive etmeli ve onlara uygun ortamı sağlamalıdır. Çocuklarımızın da bu durumdan en üst düzeyde faydalanabilmek için çaba göstermeleri gerekmektedir. Bilinmelidir ki, uzaktan eğitim bir seçenek değil, zorunluluktur.

Eğitimde anne-babalara öneriler
Çocuklarımızla zaman geçirmeli, onları anlamaya çalışmaları ve onları desteklemeliyiz. Çocuklarımız ile ilişkimiz okul-eğitim ve başarı odaklı olmamalı. Onları birer birey olarak kabul etmeli ve onlarla olabildiğince her konuda paylaşım yapmalıyız. Sürekli okul ve akademik başarı konuşulması ve onların kendilerini yalnız hissetmelerine yol açacaktır. Bundan kaçınmalı onların bir birey olduklarını hissettikleri, kendilerini ifade edebildikleri bir ebeveyn çocuk ilişkisi kurmalıyız.

Okulda aldıkları dersleri evde tekrar etmeleri önemlidir
Düzenli çalışmaları gerektiğini öğrenmelerine yardımcı olmalıyız. Öğrenme bilginin kazanılması ve belleğimize kaydıdır. Bu kayıt için alınan bilginin tekrar edilmesi gerekir. Anlatılan bir konuyu anlamak öğrenmek anlamına gelmez. O konu ile ilişkili durumlarda o bilgiyi hatırlamak ve kullanabilmektir öğrenme. Bunun için öğrenme ortamında anlatılan bilgilerin yeteri kadar tekrarı gerekir. Çocuklarımızın okulda aldıkları dersleri evde tekrar etmeleri önemlidir. Bu da düzenli ders çalışmakla mümkündür. Çok uzun ders çalışma süreleri değil, her gün düzenli olarak yapılan tekrarlar gerekir. Bu nedenle çocuklarımızın düzenli ders çalışmalarını sağlamalıyız.”

Yorum Gönder

[instagram-feed]

Aslıhan Gündüz ©. Tüm Hakları Saklıdır.                                                                                                                                                                                           

"Bu sitede yer alan tüm içerik ve görsel materyallerin izinsiz kullanılması ve kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre yasaktır!"