Sözün bittiği, cümlelerin tükendiği, birçok durumun anlamsızlaştığı günler içerisindeyiz yine ülke olarak. Bir katliam yaşadık, yaşıyoruz…
Manisa Soma Maden Ocakları…
İzlediğim, gördüğüm, duyduğum her şey derin üzüntü yarattı içimde. Bir baba uçtu, bir annenin oğlu, yeni evli bir çiftin eşi, “Baba” kelimesini duymayı sabırsızlıkla bekleyen bir baba adayı, askerden geldikten sonra “Sonunda iş buldum!” diye sevinen bir kardeşin ağbisi, evin en kıymetlisi, evin neşesi, evin tek geçim kaynağı, evin umudu, evin “Hayırlı işler olsun, güle güle git” diye uğurladığı madencilerimiz… Allah rahmet eylesin…
Sosyal medyada, televizyonda, haberlerde dönen her haber ayrı ayrı acıttı canımızı ama birkaç kare, birkaç cümle vardı ki asla unutulur gibi değildi…
“Ağbi Mahmut çıkmadı. Mahmut çıkamadı! Beni bırakın onu alın, onun karısı hamile…”
Dışarı çıktığına sevinemeyen bir madencimizin cümleleri bunlar. İçeri de birçok arkadaşı varken hele de bunlardan birinin eşi hamileyken nefes aldığı için bile sevinemeyen, şaşkın olan ve yalan söylüyorsunuz diyen madenci sen ne adam gibi adamsın öyle. Helal olsun sana, seni yetiştiren aileye! Benden uzak biz olan size helal olsun valla!
“Aşağıda mühendisler de var…”
“Mühendis” kelimesi ağırlığı altında ezildiğini ifade eden bir cümle. Onlar benden daha değerli diyen bir cümle, ben bir işçiyim sonuçta ama o mühendis diyen bir cümle. Belki öyle söylersem kurtarma çalışmaları daha bir hız kazanır diyen bir cümle. Mühendislerin yanında işçi kardeşlerimde kurtulur diyen bir cümle. Madenci işçilerimize kendini ne kadar da değersiz olduğunu düşündürttüğümüz bir cümle. Ona bu cümleyi kurdutmaya sebep olanların utanması gerektiği bir cümle… Sen hepsinden çok daha değerlisin. Sen olmadan o mühendis hiçbir işe yaramaz. Siz birbirinizi tamamlayan işçi kardeşsiniz. Bu hayatta nefes alan her insan mesleği ne olursa olsun değerlidir! Sıfatların hepsi çöp, boş!”
Bir daha madene girecek misiniz?”
Gözünden akan yaşı sildi, sakin ve kısık bir sesle: “Çocuğun okulu var, kredi borcum var. Çalışacağım!”
Bir babanın çaresizliği, ailesini düşünmesi gerektiği, zorunlulukları…
Bu haberi babamla beraber izledik. “Utanıyorum çalışıyorum demekten.” dedi… Bizimki de iş mi diye de ekledi… Onca yük varken sırtında, yapacak başka bir şeyin yokken ölüme yürümeye devam edeceğim demek kolay bir cümle değil!
“Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin…”
Sen o madenden çık, mücadele ver ve sonra seni bekleyen ambulansın içindeki bembeyaz sedyenin kirlenmemesini düşün. Ne söylesem, ne yazsam az kalır bu düşünceye. İnsanlığını kaybetmiş insanlardan çok daha temiz olan o çizmeleri giyen yürekli adam tüylerimi ürpertti!
Çok yazık! Ve bir evin içine yansıyan madenci şapkasının ışığını en güzel resmeden 16 yaşındaki bir madenci babanın kızı tarafından çizilen o resim, neden çalıştıklarının ve çalışmaya devam edeceklerinin en unutulmaz resmi oldu!!!
#kaderdegilcinayet #soma #iskazasidegilcinayet