Kadın üreme sağlığı açısından önemli bir sorun olan miyom, 35 yaş üstü her 5 kadından birinin sorunu. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Rukset Attar, özellikle gebelik döneminde miyomların boyutlarının artabileceğine işaret etti.
Kadınlarda pelviste en sık görülen tümörlerin başında yer alan miyomlar özellikle yaşla birlikte artış gösteriyor. Şiddetli ağrı, adet düzensizlikleri, sık idrara çıkma, kabızlık, pelvik ağrı, ilişki sırasında ağrı gibi belirtilerle kendini gösteren miyomlar, ortaya çıkardıkları sıkıntıların yanı sıra infertiliteye kadar varabilen sorunlar yaratması açısından da önem taşıyor. Bu kadar sık görülmesine karşın miyomların bazen hiç belirti vermediğine dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Rukset Attar, özellikle gebelik döneminde bazı işaretlere dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyardı; “Miyomlar gebelik sırasında artan östrojen düzeyi nedeniyle büyüyebiliyor. Yapılan bilimsel çalışmalar sonrasında gebelik döneminde yüzde 1,6 ila 10,7 oranında görülebildiği belirlenen miyomların gebelik üzerine etkileri gebeliğin hangi haftasında tespit edildiğine, miyomların yerine ve boyuta bağlı olarak değişiyor. Hiç bir şikâyet yapmayabilecekleri gibi ağrı, kanama ve pelviste basınç hissi gibi şikâyetlere neden olabiliyor. Kimi zaman düşüğe ve erken doğuma da yol açabiliyor. Doğum kanalını tıkayarak vajinal doğumu engelleyebildiği gibi bazen de doğum sonrası kanamaya neden olabiliyor.”
Prof. Dr. Rukset Attar, sözlerine şöyle devam etti: Erken adet görme, kırmızı et tüketimi, alkol kullanma, D vitamini eksikliği, yaş, ailede miyom öyküsü ve hipertansiyon risk faktörleri arasında yer alıyor.
Miyomların tüplere ve rahim ağzına bası yaparak infertiliteye (kısırlığa) neden olabildiğine işaret eden Prof. Dr. Rukset Attar, yaşanabilecek şikayetler konusunda şunları anlattı: “Miyomlar adet düzensizliği, adet kanamasının fazla olması, uzun sürmesi, adet sırasında pıhtı düşürme gibi adetle ilgili şikayetlere neden olabilirler. Aşırı kanamaya bağlı olarak kansızlığa neden olabilirler. Miyomlar büyüyerek karında şişlik, pelviste basınç hissi ve ağrı, ilişki sırasında ağrı, mesaneye bası yaparak sık idrara çıkma, bağırsaklara bası yaparak kabızlık şikayetlerine neden olabilirler. Ayrıca bazı miyomlar erken doğuma veya doğum sonrası rahimin kasılmasını bozarak doğum sonrası kanamalara yol açabilir. Tüplere ve rahim ağzına (serviks) bası yaparak infertiliteye de neden olabilirler.”
Miyomlar her zaman belirti vermediğine işaret eden Prof. Dr. Rukset Attar, “Bazen hiçbir şikayeti olmayan kişide de jinekolojik muayene, ultrason veya başka bir şikayet için yapılan batın ultrasonu veya MR veya tomografi sırasında da miyom tespit edilebiliyor” diye konuştu.
Miyomların sayısına, yerine, boyutuna, hastanın şikayetlerine ve kadının doğurganlık durumuna bağlı olarak sadece takip edilebildiği gibi, medikal tedavi, cerrahi tedavi, MR eşliğinde ultrason veya uterin arter embolizasonu da uygulanabiliyor. Tüp bebek tedavisi düşünen kadınlarda ise hastanın yaşına, yumurtalık rezervine, miyomların sayısına, boyutuna ve yerine göre tüp bebek tedavisinin planlanabileceğini, tüp bebek tedavisi ileembriyolar elde edilip embriyolar dondurulduktan sonra miyom operasyonunun planlanabileceğini ifaden eden Prof. Dr. Rukset Attar, hastanın yaşına, miyomun yerine, boyutuna ve hastanın yumurtalık rezervine göre sürecin nasıl işleyeceğine karar verileceğini de sözlerine ekledi.
Miyom tedavisinde cerrahi kararının bazı kriterlere göre verildiğini belirten Prof. Dr. Rukset Attar, bu kriterleri şöyle sıraladı: “Miyom aşırı kanamaya yol açıyorsa, infertiliteye, düşüğe veya erken doğuma yol açıyorsa, idrar torbası veya kalın bağırsağa baskı yapıyorsa, hızlı büyüyorsa, kansere dönüşme olasılığı bulunan habis tümör (malignite) şüphesi varsa zaman kaybetmeden ameliyatla miyomların alınması gerekir.“
Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Rukset Attar’ın verdiği bilgiye göre, miyomektomi adı verilen miyom ameliyatında gözle görülen tüm miyomlar temizlenebiliyor. Ancak zaman içerisinde yeni miyomlar oluşabiliyor. Ancak rahimi alınan (histerektomi yapılan) kişilerde rahim olmadığı için uterus fibroidi tekrarlamıyor.