Kendini açıkça belli etmeyen ve sıklıkla tesadüfi tansiyon ölçümleri veya başka bir sağlık kontrolü sırasında tespit edilen Hipertansiyon hakkında ne biliyorsunuz? Genellikle uzun süre boyunca herhangi bir belirti göstermeyen bir durum olan hipertansiyonun türlerini, hipertansiyona sahip hastaların beslenmelerinde nelere dikkat etmesi gerektiğini ve beslenme önerilerini Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Utku Zor’a sorduk.
Tansiyon nedir?
Tansiyon, kanın arter duvarlarına uyguladığı basınçtır. Bu basınç, kanın kalpten pompalandığı ve vücuttaki arterler boyunca hareket ettiği sırada oluşur. Tansiyon genellikle iki sayı ile ifade edilir:
• Sistolik basınç: Kalbin kanı pompaladığı sırada arterlerdeki kan basıncının en yüksek olduğu anı gösterir.
• Diastolik basınç: Kalbin dinlenme anında, bir sonraki vuruşa kadar arterlerdeki kan basıncının en düşük olduğu anı gösterir.
Örneğin, bir tansiyon ölçümü “120/80 mmHg” olarak ifade edilebilir. Burada “120 mmHg” sistolik basıncı, “80 mmHg” ise diastolik basıncı temsil eder.
Hipertansiyon nedir?
Hipertansiyon, yaygın olarak yüksek tansiyon olarak bilinir ve kan basıncının sürekli olarak normalden daha yüksek seviyelerde olması durumudur. Kan basıncı, kanın arter duvarlarına uyguladığı basınçtır ve bu basınç, sürekli olarak yüksek olduğunda çeşitli sağlık problemlerine yol açabilir.
Güncel kan basıncı sınıflaması, özellikle Amerikan Kardiyoloji Koleji (ACC) ve Amerikan Kalp Derneği (AHA) tarafından 2017’de yayımlanan kılavuzlarda belirlenen değerlere dayanır. Bu kılavuz, JNC 7’nin sınıflamalarını güncelleyerek bazı önemli değişiklikler yapmıştır. İşte bu güncellenmiş kan basıncı sınıflandırması:
• Normal: Sistolik kan basıncı <120 mmHg ve diastolik kan basıncı <80 mmHg.
• Yükselmiş: Sistolik kan basıncı 120-129 mmHg ve diastolik kan basıncı <80 mmHg.
• Hipertansiyon 1. derece: Sistolik kan basıncı 130-139 mmHg veya diastolik kan basıncı 80-89 mmHg.
• Hipertansiyon 2. derece: Sistolik kan basıncı ≥140 mmHg veya diastolik kan basıncı ≥90 mmHg.
Bu sınıflandırma, kan basıncı yönetiminde daha erken müdahaleye olanak tanımak amacıyla düşük değerleri de dikkate alır, çünkü hipertansiyonun erken aşamalarında müdahale etmek, ileride oluşabilecek kalp hastalığı, felç ve diğer komplikasyonların riskini azaltabilir.
Hipertansiyonun türleri nelerdir? Neden olur?
• Birincil (esansiyel) hipertansiyon: Spesifik bir nedeni olmaksızın gelişir ve genellikle genetik faktörler, yaşam tarzı (örneğin yüksek tuz tüketimi, yetersiz fiziksel aktivite) ve çevresel faktörlerle ilişkilidir. Hipertansiyon hastalarının % 90-95’i bu gruba girer.
• İkincil hipertansiyon: Belirli bir altta yatan nedenle ilişkilidir, örneğin böbrek hastalıkları, bazı endokrin bozukluklar veya bazı ilaçların kullanımı gibi.
Hipertansiyonun belirtileri nelerdir?
Hipertansiyon, genellikle uzun süre boyunca herhangi bir belirti göstermeyen bir durumdur ve bu nedenle “sessiz katil” olarak adlandırılır. Çoğu insan hipertansiyon olduğunu anlamaz çünkü durum kendini açıkça belli etmez ve sıklıkla tesadüfi tansiyon ölçümleri veya başka bir sağlık kontrolü sırasında tespit edilir.
Ancak, bazı durumlarda, özellikle kan basıncı çok yüksek seviyelere ulaştığında belirtiler ortaya çıkabilir. Hipertansiyonun potansiyel belirtileri arasında şunlar bulunabilir:
• Baş ağrısı: Özellikle sabahları daha yoğun olabilir.
• Baş dönmesi: Ani hareketlerle daha belirgin hale gelebilir.
• Görme bozuklukları: Bulanık görme veya görme alanında geçici değişiklikler.
• Burun kanamaları: Sebepsiz yere tekrarlayan burun kanamaları.
• Nefes darlığı: Normal aktiviteler sırasında ya da dinlenirken bile nefes darlığı yaşanabilir.
• Kulak çınlaması: Nadiren görülen bir belirti olup, yüksek tansiyonun işitme üzerindeki etkisiyle ilgili olabilir.
Eğer bu belirtilerden herhangi biri yaşanıyorsa, özellikle yüksek risk altında olan bireylerde (ailede hipertansiyon öyküsü olanlar, obezite, diyabet gibi kronik hastalıkları olanlar veya yaşlı bireyler) doktora başvurmak önemlidir. Hipertansiyonun erken tespiti ve yönetimi, ileride oluşabilecek ciddi sağlık sorunlarını önlemede kritik bir rol oynar.
Hipertansiyon hastaları için 9 beslenme önerisi
Yüksek tansiyon (hipertansiyon), kalp hastalıkları, inme ve böbrek sorunları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Hipertansiyonu olan bireyler için önerilen beslenme şekli, tansiyonu düşürmeye ve kalp sağlığını iyileştirmeye yardımcı olabilir. İşte yüksek tansiyonu olanlarda beslenme ile ilgili öneriler:
1. Düşük sodyum diyeti: Yüksek sodyum tüketimi, tansiyonun yükselmesine neden olabilir. Günlük sodyum alımını 2,300 mg’ın altında tutmaya çalışın; ideal olarak 1,500 mg veya daha az olması daha iyidir. Hazır gıdalar, paketlenmiş atıştırmalıklar, konserve çorbalar ve işlenmiş etler gibi yüksek sodyum içeren gıdalardan kaçının.
2. Potasyum alımını artırın: Potasyum, vücuttaki sodyumun atılmasına yardımcı olur ve kan damarlarını gevşeterek kan basıncını düşürür. Meyveler, sebzeler, balık ve süt ürünleri gibi potasyum açısından zengin gıdaları diyetinize ekleyin.
3. Sağlıklı yağlar tüketin: Doymuş ve trans yağlar yerine tekli doymamış ve çoklu doymamış yağları içeren besinleri tercih edin. Zeytinyağı, avokado, fındık ve yağlı balıklar gibi gıdalar, kalp sağlığını destekler.
4. Meyve ve sebze ağırlıklı beslenin: Meyve ve sebzeler, vücuda antioksidanlar, lif, vitaminler ve mineraller sağlar. Bu gıdalar, genel sağlığı desteklerken tansiyonu kontrol altında tutmaya da yardımcı olur.
5. Tam tahılları tercih edin: Beyaz ekmek, beyaz pirinç ve diğer işlenmiş tahıllar yerine tam tahılları (tam buğday ekmeği, kahverengi pirinç, yulaf gibi) tercih edin. Tam tahıllar, kalp sağlığı için yararlı lif içerir.
6. Alkol tüketimini sınırlandırın: Alkol, yüksek tansiyona katkıda bulunabilir. Eğer alkol tüketiyorsanız, ölçülü olun. Kadınlar için günde bir kadeh, erkekler için ise günde iki kadehten fazla içmemeye özen gösterin.
7. Sağlıklı ağırlıkta kalın: Fazla kilo, tansiyon üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz, ideal vücut ağırlığını korumanıza yardımcı olur.
8. Düşük yağlı süt rünleri tüketin: Kalsiyum açısından zengin, düşük yağlı süt ürünleri tüketmek, kan basıncını düşürmeye yardımcı olabilir.
9. Düşük şekerli diyet: Yüksek şekerli gıdalar ve içeceklerden kaçının, çünkü fazla şeker tüketimi kilo alımına ve tansiyonun yükselmesine neden olabilir.
Hipertansiyon hastaları için 6 egzersiz önerisi
Hipertansiyon hastaları için düzenli egzersiz, kan basıncını kontrol altına almak ve kalp sağlığını iyileştirmek için oldukça önemlidir. Ancak, egzersiz programına başlamadan önce bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. İşte hipertansiyon hastaları için genel egzersiz önerileri:
1. Aerobik egzersizler: Yürüyüş, koşu, bisiklet sürme veya yüzme gibi düşük etkili aerobik egzersizler, kan basıncını düşürmeye yardımcı olabilir. Haftada en az 150 dakika orta şiddette veya 75 dakika yoğun şiddette aerobik aktivite önerilir.
2. Kuvvet antrenmanı: Haftada iki gün, büyük kas gruplarını hedefleyen egzersizler yapılmalıdır. Hafif ağırlıklarla yapılan kuvvet antrenmanları, kas kütlesini artırır ve metabolik sağlığı iyileştirir.
3. Esneklik egzersizleri: Streçing veya yoga gibi esneklik egzersizleri, kasları rahatlatmaya ve stres seviyesini azaltmaya yardımcı olur. Aynı zamanda vücut duruşunu ve dolaşımı iyileştirir.
4. Dengeli program: Egzersiz programınızın hem aerobik, hem kuvvet hem de esneklik egzersizlerini içermesine dikkat edin. Bu, genel sağlık ve fitness düzeyinizi artırmada daha etkilidir.
5. Kademeli başlangıç: Eğer düzenli olarak egzersiz yapmıyorsanız, yavaş bir tempoda başlayın ve zamanla yoğunluğu artırın. Vücudunuzun egzersize alışmasına izin vermek önemlidir.
6. Egzersiz sırasında dikkat edilmesi gerekenler: Egzersiz sırasında tansiyonunuzun çok yüksek ya da çok düşük olmamasına dikkat edin. Egzersiz esnasında veya sonrasında baş dönmesi, aşırı yorgunluk veya göğüs ağrısı gibi belirtiler yaşarsanız, derhal egzersizi durdurun ve bir sağlık profesyoneline danışın.