Hepimizin tüylerinin diken diken olduğu, düşüncesinin tahammül sınırlarımızı aştığı 6 kız çocuğunun hikayesi ile tanıdık Saadet öğretmeni… Yayıncı ve sunucu arkadaşım Eliçn Ateş Ersoy’un yaptığı bu röportajı sitemde sizlerle de paylaşarak farkındalık konusunda bir nebze de olsa katkım olsun istedim… Saadet Özkan: “O köye gittiğim zaman başladı her şey. Çok büyük bir umutla gittiğim o köyde bambaşka bir durumla karşılaştım. Orada görev yapan, 22 yıldan beri görev yapan bir öğretmenin cinsel istismarcı olduğunu bilemezdim. Çocuklar dertlerin anlattılar bana, benim çocuklarım konuştular. Konuştukları andan itibaren çok zorlu bir mücadele başladı. Bu zorlu mücadelenin içinde bugün Genel Başkan Yardımcımız Yücel Ceylan, Genel Koordinatörümüz Semiha Artuç ve Türkiye’nin her yerindeki koordinatörlerimiz ve 33 bin üyemizle çok daha güçlüyüz.”
Önce sizi ve UCİM’i tanıyabilir miyiz biraz? Saadet Öğretmen diye biliyoruz sizi…
Saadet Özkan: Saadet Özkan, Saadet Öğretmen ben, evet. 2014 yılında başladığımız mücadele, çocuklarımın, konuşan çocuklarımın, öğrencilerimin mücadelesi… Onlar ışığı yaktılar, fitili ateşlediler ve dünyaya aslında çok şey anlattılar . 6 kız çocuğu, bugün birçok kız çocuğunun da adım atmasını sağladı. Bu adım neleri değiştirdi? Türkiye’de çocuk ihmali ve istismarı ile ilgili çok büyük bir farkındalık oluşturdu. Saadet öğretmen UCİM oldu. UCİM, 33 bin üyesiyle Türkiye’de büyük bir ses ve yankı oluşturdu.
Aslında sizin çocuklarınızın başına gelen bir olayla başladı bu hikaye değil mi?
Saadet Özkan: O köye gittiğim zaman başladı her şey. Çok büyük bir umutla gittiğim o köyde bambaşka bir durumla karşılaştım. Orada görev yapan, 22 yıldan beri görev yapan bir öğretmenin cinsel istismarcı olduğunu bilemezdim. Çocuklar dertlerin anlattılar bana, benim çocuklarım konuştular. Konuştukları andan itibaren çok zorlu bir mücadele başladı. Bu zorlu mücadelenin içinde bugün Genel Başkan Yardımcımız Yücel Ceylan, Genel Koordinatörümüz Semiha Artuç ve Türkiye’nin her yerindeki koordinatörlerimiz ve 33 bin üyemizle çok daha güçlüyüz.
Peki, UCİM neler yapar?
Saadet Özkan: UCİM, davalarda çocukların yanında, UCİM rehabilitasyon desteği, UCİM danışmanlık hizmeti, fark etme ve önleme tedbirleri, UCİM üniversitelerde, UCİM veli akademilerinde, ebeveyn eğitimlerinde, her yerde ve biz yürekli insanları bulup çocukları koruyacağız.
Yücel Ceylan: Türkiye, çocuk istismarı ile 1970l’erde tanıştı, çocuk işçiliğiyle tanıştı. Cinsel istismar gündemde yoktu hiç. Aslında yüzyıllardır gördüğümüz şeyleri görmemezlikten gelmişiz. 2013’te bir Ensar davası patladı, ondan sonra da 2014’ün başlarında Saadet Öğretmenin İzmir’deki olayı ortaya çıktı. Türkiye birden bire sarsıldı. Ensar davasındaki o çocuklar ve İzmir’deki 6 çocuk basına yansıdı ve Saadet Öğretmen öyle bir şeyin fitilini ateşledi ki… Aslında yüzyıllardır, bizler görmek istemiyoruz ama çocuklarımız her anlamda kullanılıyor. O mücadelenin sonucunda biz bugün UCİM olarak çocuk istismarını hiçbir zaman Türkiye gündeminden düşürmemeye gayret ediyoruz. Çünkü bizim için aslında hem dünyanın hem de Türkiye nin en önemli sorunu çocuk istismarı. Türkiye’de artık bir çocuk istismarı gerçeği var. UCİM’in misyonu çocuk istismarını gündemde tutmak ve halkı aydınlatmak. Davalara gidiyoruz, bugün 300’ün üstünde davaya gidiyoruz. Türkiye’nin her yerin de olmaya gayret ediyoruz çünkü UCİM’i kurduğumuz zaman, biz hiçbir kimliği hiçbir mezhebi, hiçbir inancı ayırt etmeyeceğiz dedik. Bütün çocuklar bizim çocuklarımız.
Davalara, gidiyorsunuz, bizim duymak dahi istemediğimiz şeyleri yaşayan çocukların yanında oluyorsunuz, neler hissediyorsunuz?
Yücel Ceylan: Yani ben aslında çok mutlu bir çocukluk yaşadım, son 6 yıldır, Saadet Öğretmenle tanıştığım günden beri başka bir dünyanın içine girdim. Bugün sırtını dayadığı, güvendiği babası dedesi tarafından istismar edilen çocuklar var. Böyle bir şey olabilir mi, böyle bir dünya olabilir mi? Ben 6 yıldır erkekliğimden nefret ettim, yani her şeyden nefret ettik.
Benim oğlum, şu an 33 yaşını geçti, bir şey istediği zaman içim titriyor, çocuğum üzülmesin diye… Bunlar küçücük çocuklara bunları nasıl yapıyorlar? Genelde mahkemelere girmiyorum, koridorda oturuyorum. Geçen gün girdim içeri, izledim. Aslan gibi bir adam 9 yaşında çocuğu bacağından tutup zorla içeri çekiyormuş, kızına 4 -5 yıl istismarda bulunmuş .
Hayatımın en zor röportajını yapıyorum, yaptığınız birçok şey var bunlar için tabii ki desteğe ihtiyacınız var. Biz sizin için neler yapabiliriz ?
Saadet Özkan: Bu bir seferberlik, çok net söylüyorum. Biz önleme merkezleri için mücadele ediyoruz, bu önleme merkezlerinde okul eğitimleri, anne- baba eğitimleri, biz eğitim odaklıyız. Biz dünün çocuklarıyla bugünün çocuklarını kurtarmaya çalışıyoruz. Bizim sanatçıların desteğine ihtiyacımız var, sistemimizin çalışan avukatlara ihtiyacı var, bir hukuk ordusuna ihtiyacımız var, gönüllü arkadaşlar çok çaba harcıyorlar ama her önleme merkezinde bir sosyoloğumuz, bir psikoloğumuz, bir avukatımız olmak zorunda. Bu ülke çok büyük, bu ülkenin kaynaklarını doğru kullanmak zorundayız.
UCİM’e gelen kaynakları doğru kullanmak zorundayız, o yüzden de ucim.org.tr’den bizim düzenli bağışçımız olabilirler. Bu düzenli bağışlar, küçük ,küçücük dediğimiz bağışlar ömürlük bir yolda bu istismarın önüne geçip bilim ödüllerine koşan çocuklar yetiştirmemizi sağlayacak.
Çocukların ayakları büyür, onlara ayakkabı alalım. Yeni kıyafetler alalım, evet. Ya ruhlar, ruhların yaralarını nasıl saracağız ? Bizim rehabilitasyona ihtiyacımız var, iyi uzmanlara ihtiyacımız var, bu çok geniş bir alan.
Biz insan ruhunun çiçeklenmesi, kök salması, güçlenmesi üzerine çalışıyoruz o yüzden de sanatçılarımız bizim destekçimiz olsunlar, bizi önde tutsunlar , gerçekten gönül rahatlığıyla biz neler yaptığımızı onlara anlatırız, neler olduğunu da… Çünkü biz çocukların fotoğraflarını yayınlamıyoruz, biz yaptığımız hiçbir çalışmayı yayınlamıyoruz, yayınlayamıyoruz; ama içimizde olan herkes bizim ne yaptığımızı çok net görüyor. Davalardaki içerikleri anlatamıyoruz ama içimizde olan arkadaşlarımız o dosyaların içerisinde neler yattığını, acıları bilebiliyor.
Minicik kısmını anlattık burada, hepimiz dağıldık. O yüzden bizimle birlikte olsunlar, bize inansınlar, güvensiler, biz onlara yaptıklarımızın hesabını veririz, hep birlikte mücadele edeceğiz ve bu işi kökünden çözeceğiz.