Özgü Namal ve Selen Uçer’in oyununu izlemek için geçen akşam Trump Towers’daydım…. Eski bir arkadaşınızla karşılaştığınızda en kaçınılmaz durumdur geçmişteki iyi veya kötü anıların ortaya dökülmesi. İşte oyun tam da bu konu üzerinden işleniyor.
Siz hiç, daha güzel, daha akıllı, daha dikkat çekici, bir arkadaşınızın çocukluk döneminizde gölgesinde kalıp, ondan intikam almayı düşündünüz mü?
Selen Uçer yani Meliha; aslında zengin bir adamla evlendikten sonra adıyla birlikte kendini, dış görünüşünü değiştiren Melda, ortak arkadaşları sayesinde Özgü Namal’ın yani Melis’in bütün özel hayatını öğrenir, zengin olan arkadaş, işsiz olan arkadaşın eşine iş bulur, iyi niyetinden değil tamamen içinde kalan duyguları kusmak için bunu yapar. Melda ve eşi, Melis ve eşini yemeğe davet eder, o sırada iş için bir yerde olan eşler gelene kadar geçmiş çoktan ortaya dökülür ve anlaşılırki öğretmen Melis için tüm yaşanılan her şey geride kalırken Meliha yani Melda için hiç de öyle olmamış. İki kadın arasında geçen bu iç çekişmeleri izlemek için gidilmesi gereken bir oyun kesinlikle. İddalı bir oyun ismi: “Kuçu Kuçu” Melda ve Melis’in çocukken oynadıkları oyunlarda kaybedenin, köpek gibi bir tası yalamasından ortaya çıkan bir isim Kuçu Kuçu. Kaybeden kuçu kuçu oluyor…
Aklımda kalanlar…
75 dakika tek perde süren oyundaki performans alkışa değerdi.
Özgü Namal’ın canlı performansını merak ederdim, (oyunculuğunu beğendiğim her insanı sahnede izleme isteğimden dolayı) çok beğendim.
Duygu geçişleri süperdi.
Selen Uçer hakkında oyun öncesi acabalarım vardı ama sonrasında “Bu kadın nasıl bir oyuncuymuş böyle?” cümlesini kurdum.
Süperdi!
Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu tarafından hazırlanan, Yönetmen Kerem Ayan tarafından Fransızcadan uyarlanıp sahneye konulan oyun; 10 Mart Cadde Bostan K.M. – 12 Mart Yunus Emre Büyük S. – 26 Mart Profilo K.M. – 14 Nisan Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde oynanacak.