Bu soğuk havalarda yapılabilecek en güzel aktivitelerden biri de elbetteki tiyatroya gitmektir. Sıkı bir tiyatro seyircisi olarak sizlere oyun önerilerim var. Hepsi Şehir Tiyatroları’nın oyunları. Ben önerdiklerimi birden fazla kez izledim. Hatta izledikten sonra da oyunculardan; Zihni Göktay, Engin Alkan, Çağlar Çorumlu, Hasibe Eren, Sevinç Erbulak ile de röportajlar yapmıştım… Güleceğiniz, keyif alacağınız, alkışlamaktan elinizin yorulacağı bu oyunları izlemeye mutlaka gidin… Şehir Tiyatroları’nın sitesine tıklayabilir, hangi saatte, hangi oyun, nerede oynuyormuş öğrenebilirsiniz. İyi seyirler.

Lüküs Hayat: Türk toplumunun Batı ile yüzleşmesi ve bu çerçevede yaşanan gülünçlükleri sahneye taşırken, bu durumun değişmezlerini 25 yıldır sahnede diri tutuyor. Oyunda küçük hırsızlıklarla geçinen Rıza ile Fıstık bir zengin evine girince kendilerini bir kıyafet balosunun ortasında bulurlar. Aslında bu ikilinin içine düştüğü bu yeni ortam, batılılaşma özentisinin ortasına düşmüş halktan insanların durumudur.

Şark Dişçisi: Tarihin belirsiz bir zamanından çıkıp gelen gezici bir tiyatro kumpanyası, 19. yüzyıl Osmanlı mizah yazınının en önemli kalemlerinden olan Hagop Baronyan’ın eğlenceli komedisini; müzikli, danslı, şenlikli bir gösteriyle bugünün seyircisiyle buluşturuyor ve zamanın İstanbul Ermenileri arasında geçen; birbirini aldatan eşlerin, kavuşamayan aşıkların hikayesini konu alan oyunla, izleyenleri bir arada güldüğümüz zamanları hatırlamaya davet ediyor.

İstanbul Efendisi: Kendine damat beğenen bir baba kızının başka birini sevdiğini öğrenirse ne yapar? Savletî Efendi, kızının gönlüne yön vermek için cinlere perilere bel bağlamıştır… Musahipzade Celâl, İstanbul Efendisi ile Osmanlı’nın Lale Devri’nden sonraki gündelik yaşantısını ve sosyal ilişkilerini hicvediyor.

Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz: Okula başlarken nüfus kaydına göre ölmüş olduğunu öğrenir. Bundan sonra hiçbir olayda da yaşadığını anlatamaz. Ama iş babasının vergi borcunu ödemeye gelince “resmen ölü” olduğunu söyleyip kurtulamaz da… Sevdiği kızla evlenemez, çünkü nüfusta kaydı yoktur. Babasından kalan mirası alamadığı gibi, yaşadığını ispat için başvurduğu bürokrasi girdabında kaybolur. Baba olur, oğlunu nüfusa kaydettiremez ve memura hakaretten düştüğü cezaevinde hayatı öğrenir. Büyük mizah ustamız Aziz Nesin’in devlet-birey ilişkisini sorguladığı bu oyunda, “vatandaş” Yaşar’ın bürokrasi karşısındaki ezikliği anlatılıyor. sonunun” neden, nasıl, ne zaman, yaşanacağını merak ediyorsanız beklemeye gerek yok.

Yorum Gönder

[instagram-feed]

Aslıhan Gündüz ©. Tüm Hakları Saklıdır.                                                                                                                                                                                           

"Bu sitede yer alan tüm içerik ve görsel materyallerin izinsiz kullanılması ve kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre yasaktır!"