Vücutta bağışıklık fonksiyonlarını geliştiren, hastalıklara karşı direnç kazandıran ve sindirim sistemine iyi gelen prebiyotikler, bebek beslenmesinde en önemli rollerden birini üstleniyorlar. Altıncı ay sonrası ek gıdaya geçiş döneminde özellikle tercih edilmesi gereken prebiyotik içeren besinler, “süper besin” olarak biliniyor çünkü en güçlü prebiyotik kaynağı anne sütünün fonksiyonlarını destekliyor.
Prebiyotikler bebek sağlığı için neden önemli?
Prebiyotikler diğer tüm faydalarından önce bebeklerin bağışıklık sistemi için kilit besin rolü üstleniyor. Hastalıklara karşı koruyucu etkisi olan prebiyotikleri en fazla içeren besin, anne sütüdür. Anne sütüyle beslenmenin azalmasıyla birlikte prebiyotik içeren besinlere ihtiyaç daha da artmaktadır. Prebiyotikler aynı zamanda bebeklerde sağlıklı bir sindirim sistemi için olmazsa olmazlar arasında yer alır. Sağlıklı bir sindirim sisteminin temel taşı olan bağırsaklardaki faydalı bakterilerin problemsiz çalışabilmesi için, prebiyotikler hayati önem taşır. Öte yandan Chicago Üniversitesi’nin geçen yıl ulaştığı araştırma sonuçlarına göre prebiyotikler öğrenme ve hafıza fonksiyonlarının gelişimine de katkı sağlıyor.
Prebiyotikler ve probiyotikler arasındaki fark ne?
Bu iki terimle son yıllarda sıkça karşılaşmışsınızdır. Probiyotikler vücut için sağlıklı bakteriler olarak biliniyor; prebiyotikler ise bu sağlıklı bakteriler için besin olarak kullanılıyor. Bu besinler, bebeklerin tek başına sindiremeyeceği lif ağırlıklı besinlerdir ve bağırsaktaki yararlı bakterileri beslerler.
Prebiyotikler hangi besinlerde bulunur?
Prebiyotikler doğada birçok sebze, meyve ve tahılda bulunuyor; yulaf, muz, tüm elma çeşitleri, kakao, sarımsak, soğan, domates, havuç ve pırasa… Sebze ve meyvelerin dışında, prebiyotik açısından zengin besinler kategorisinde çok sevilen başka bir yiyecek daha var: Yoğurt. Türk mutfaklarının vazgeçilmezlerinden biri olan yoğurt, aynı zamanda da en kolay ulaşılabilen zengin prebiyotik kaynaklarından.
