“112’yi arama konusunda bile çok acemiyiz.”
Deniz Karadeniz, merak ettikleri soruların cevaplarını sosyal medya araştırmalarıyla bulmak isteyen her anne ve anne adayının karşısında çıkmıştır diye düşünüyorum. Hani “Öpünce Geçmeyen Uflar için İlk yardım” eğitimi veren isim Deniz. Basit hatalarla, istemediğimiz sonuçlarla karşılaştığımızın farkına vardığından beri bu alanda eğitim verme, toplumu bilinçlendirme konusunda gönüllü bir isim kendisi. Biyoloji okumuş, sonra farklı işler yapsa da hepsi eğitmenliğine katkıda bulunmuş elbette. Bugün onu renkli önlüğüyle görüyoruz hep. Onun da amacı zaten bu. Yani kimseyi sıkmadan, eğlenceli bir şekilde bu işin ciddiyetini anlatmak. Siz de eğitimler almak isterseniz sosyal medya hesabından tarihlerini takip edebilirsiniz. Unutmayın doğru ilk yardım için önce bilmek gerekir diyoruz ve kendisini daha yakından tanımak için Deniz Karadeniz’le sohbetimize başlıyoruz.

Peki ilk yardım nasıl girdi hayatına tüm bunlardan sonra?
Özel sektörde çalıştığım dönemde “İş Güvenliği” konusu dikkatimi çekti ve bu konuya eğildim. Bilinçsizlikten insanların hayatını kaybettiğini gördüm. Eğitimlerde, insanların çalışırken başına gelen olayları konuşuyorduk ve her biri benim için şoke ediciydi. Satış ve pazarlamadaki korunaklı dünyamdan bambaşka şeylerle karşılaşmıştım.

Tam da bu nokta da mı karar verdin?
Evet, eğitim aldığım dönemin son haftalarında maden kazası olmuştu. O kaza beni çok etkilemişti. Bir İlkyardım Eğitim Merkezi’nde koordinatör ve mesul müdür olarak işe başladım. Bir yandan ilk yardım eğitmenliği eğitimini de aldım. Biyolog olmamım avantajı da oldu bu süreçte. Sonrasında tüm geçmiş deneyimlerimle bu işi daha iyi nasıl yapabilirime kafa yormaya başladım.

Dönüm noktan ne oldu?
2 yaşında bir çocuğun tıkanmadan dolayı hayatını kaybetmesi dönüm noktam oldu. Anne, baba ve çocuk televizyon izlerken çocuğun birden soluk borusu tıkanıyor ve hayatını kaybediyor. Böyle anlarda anne babalar panikliyorlar ve ne yapacaklarını bilemez durumda oluyorlar. İstemediğimiz üzücü sonuçlarla karşılaşabiliyoruz. Ben de o zaman düşündüm ki bu işi daha sevimli hale getirerek ailelere ulaşmalıyım.

İlk yardım konusunda neredeyiz sence?
Hatalarımız ortak. Bir “İlk yardımı bilmeliyiz” cümlesi ortalıkta dolaşıyor ama yeterli değiliz. 112’yi arama konusunda bile çok acemiyiz.

İlk eğitimin nasıl oldu?
Bir şirketin sosyal sorumluluk projesi ile başladım. Geçimini güçlükle sürdüren bir grup ailenin çocuklarıyla pikniğe gittik. Piknik yapmak en özendikleri şeymiş. Orada çok keyifli vakit geçirdik. Çocuklara uygun materyaller ve oyunlar hazırladım. Drama tekniklerini kullanarak onlara ilk yardım eğitimi verdim. Organları tanımak, onları yerleştirmek, oyunlarla öğrenmek hoşlarına gitmişti. Beni çok mutlu eden işlerden biridir. Sonra ebeveynlere, öğretmenlerle ve bakıcılarla yönelik yetişkin eğitimlerime ve ara ara güzel projeler olursa da çocuklara yönelik eğitimlerime devam ettim.

Bence “Öpünce Geçmeyen Uflar”da uzun olmasına rağmen dikkat çeken, akılda kalan bir slogan olmuş. Nerden çıktı?
Bilirsin, anneler babalar ufları öpünce geçer. Biz, eğitimlerde geçmediği durumları konuşuyoruz ve olabildiğince keyifli olmasına özen gösteriyorum. Eğitimimin adının bu gösterdiğim özeni ve içeriği anlatmasını istedim ve birden bu isim ortaya çıktı.

Son olarak ailelerimize neler söylemek istersin?
Yaptığımız hatalarla işi büyütüyoruz. Büyütmemek için de neyi nerede nasıl yapacağımızı bilmemiz gerekmekte. İhtiyaç durumunda 112’yi arayıp yardım istemeliyiz. Bildiğimiz zaman sakince doğru ilk yardım uygulamalarını yapabilir ve sevdiklerimize yardımcı olabiliriz.

*Röportaj Anne Bebek Dergisi Nisan 2018 sayısı için yapılmıştır. Tamamını oradan okuyabilirsiniz.

Fotoğraf: @dokuphotography

1 Yorum

esra için bir cevap yazın Cevabı iptal et

[instagram-feed]

Aslıhan Gündüz ©. Tüm Hakları Saklıdır.                                                                                                                                                                                           

"Bu sitede yer alan tüm içerik ve görsel materyallerin izinsiz kullanılması ve kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre yasaktır!"