Etrafındaki insanları güzelleştiren bir kadın olarak senin bu mesleği seçme hikayen nasıl başladı?Çocukluğumdan beri istediğim bir meslekti. Üniversite yıllarımda Çapa Tıp Fakültesine girdikten sonra şekillendi. O yıllarda da pek çok branşla tanışmış olmama rağmen, asıl isteğim olan estetik ve güzellik ile uğraşmak, estetik ve güzelliğe dokunabilmek her zaman hayalimdi. Üniversite yıllarımın ardından da bununla ilgili imkanları kovalayarak, planlayarak amacımdan hiç uzaklaşmadım.
Enerji dolu bir kadınsın, başka nasılsındır, iş dışında neler yaparsın?
İş dışında da enerjim değişmez. Hareketli olmayı severim. Çok uzun saatler uyumam. Genelde eğlenerek dinlenmeyi severim. Düzenli spor yaparım. Vücudumu koruyabilmek için plates yapıyorum ve belirli günlerde mutlaka tenis oynuyorum. Film izlemeyi, sinemaya gitmeyi ve açık havada uzun yürüyüşleri severim. Arkadaşlarımla buluşmayı, sohbet etmeyi, eğlenmeyi de ihmal etmem. Kısacası kıpır kıpırımdır.
İşin bir de kariyer boyutu var elbette. İstanbul Üniversitesi, Çapa Tıp Fakültesi’nden 1995 yılında mezun oldun, sonra?
Mezun olduktan ve kararımın kesinleşmesinden sonra Türkiye’de İtalya ve Fransa’da eğitimler aldım. Teknolojinin, yeni uygulama ve tedavi yöntemlerinin sürekli geliştiği bir alanın içinde olduğum için eğitimleri ve yenilikleri takip ediyorum. Kariyerimle ilgili eğitimlerimin tamamlandığını düşünmüyorum. Bu konuda asla tembellik yapmıyorum. Bu arada kendim de gönüllülük esası çerçevesinde eğitimler veriyorum. Yıllardır bu alanda çalışan bir hekim olarak bu konuda kendimi sorumlu hissediyorum. Bulunduğum sektör gereği kendimi devamlı geliştirmeliyim.
Bu anlamda üzerinde bir görev var gibi hissediyor musun?
Evet! Görev olarak değil ama o sorumluluğu hissediyorum. Kendimde hayatım boyunca buna dikkat ettim. Kendime bakım, kendime özen göstermek her zaman önemsediğim şeylerdi. Öğrencilik yıllarımda, şartlarımın uygun olmadığı zamanlarda dahi, bu konuda her zaman titizdim, seçiciydim, ne istediğimi bilirdim. Bu sorumluluk doğrultusunda da elimden geleni yapıyorum. Tüm hastalarıma bu anlamda vakit ayırarak bu farkındalığı yaratmak adına sohbetlerimiz oluyor. Kliniğimde hangi nedenle olursa olsun, hayatlarına bir şekilde dokunduğum hastalarımda güzellik ve bakım üzerine yaptığım tüm sohbetlerde aslında bu farkındalığı yaratarak, bu bilgilendirmeyi yaparak bu sorumlulukları yerine getirdiğimi düşünüyorum.
Güzelleşmek adına ne gibi hatalar yapıyoruz?
Bazen güzelleşmek adına moda uygulamaların peşine takılarak ya da arkadaşımızdan duyduğumuz uygulamaların arkasına takılarak, kişiye özel olması gereken tedavilerden farklı olarak, sadece duyarak işlem yaptırmak, kendisine uygun olmayan uygulamalar yaptırmak, doğallıktan uzaklaşmak yapılan en büyük hatalar. Öncelikle cildinizi kendiniz tanımalısınız, yüzünüzü bedeninizi kendiniz tanımalısınız. Ardından güvendiğiniz bir doktora, önerilerine dikkat ederek, sizin hem bedeninize hem cildinize hem de sosyal hayatınıza uyan uygulamalarla devam etmek doğru. Asla kulaktan dolma, internetten duyma/görme gibi bilgilerle işlem yapılmamalı. Asla merdiven altı dediğimiz yerlerde işlem yapılmamalı. Bazı uygulamalar var ki sadece doktorlar tarafından yapılması gerekir. Özellikle de bu konuda titiz davranılması gerekir. Herkese doğru yerlerde konusunda uzman ellerde işlem yapılmasını öneriyorum.
Cilde yatırım yapmak nelerden geçiyor?
Mevcut cildin doğru tanımlamasını yaptıktan sonra, cildinizin tam anlamı ile kuru, yağlı, karma cilt gibi bunların tespiti ve olası yaşlanma sürecinde bizi bekleyen süreçleri belirledikten sonra cildin ileri yaşlara daha iyi taşınması ve bu yaşlanma etkilerinden mümkün olduğunca korunabilmek adına işlemlerin yapılmasından geçiyor aslında. Annenizin cildine bakarak çoğu zaman sizi ilerde bekleyen problemleri görmek mümkün aslında. Örneğin; çok kuru bir cildiniz var. Biz artık biliyoruz ki gerekli önlemleri almazsanız cildinize iyi bakmazsanız, cildinizde ince ince kırışıklıklar yoğun olurken, cilt parşömen kağıdı gibi kuru, mat, incelmiş ve çok hassas bir görüntüye neden olur. Ya da çok yağlı çok kaba bir cilt, geniş gözenekli bir cilt, eğer bu yağlanma problemi çözülmezse, ciltte olması gereken nem yağ dengesi sağlanmazsa, uzun vadede sarkacak bir cilttir. Bu ciltte de yine sarkmayı önleyici nitelikte tedaviler var. Bu nedenle önce hekimle görüşerek, hekiminizin önerileri doğrultusunda cildi korumak gerekir. Bu korumaları yaparken, bunun yanında evde de bir takım ödevler var. Örneğin cildinizin temizliğinin düzenli yapılması, makyajla cildin uzun süre bir arada kalmaması, güneşten daima korumak, bakım yapmak gibi.
Sen kendine ne kadar sıklıkta hangi uygulamaları yapıyorsun?
4 ayda 1 kesinlikle botoxumu yapıyorum. 4-6 ayda 1 massater botoxumu yapıyorum. Vitamin enjeksiyonlarımı yıllardır düzenli yapıyorum. Ayda 1 kez thulium bakım yapıyorum. Senede 1 ya da 2 yılda 1 ultrason uyguluyorum. Genetik olarak şanslı olsam da düzenli olarak bu uygulamaları yapmaya çalışıyorum.
Günlük cilt bakımı ritüelin nedir?
Sabah cildimin temizliğini yaptıktan sonra muhakkak boyun ve dekolte bölgemi de kapsayacak şekilde nemlendirici ile nemlendiririm. Ardından güneş koruyucumu kullanırım. Üzerine hafif bir makyaj yaparım.
Çantanın olmazsa olmazları nelerdir?
Güneş kremim, el kremim, dudak parlatıcım, güneş gözlüğüm. Anlık program değişiklikleri ve iş çıkışı acil durumlar için de güneş koruyucu özelliği olan renkli kapatıcım.
*Röportaj Anne Bebek Dergisi Nisan 2019 sayısı için yapılmıştır. Tamamını oradan okuyabilirsiniz.
Fotoğraf: @dokuphotography